30 Haziran 2012 Cumartesi

BAL ÜRETİMİ VE ARILAR



                                                 BAL ÜRETİMİ ve ARILAR

   Arı ailesi gelişip kuvvetlendikçe birer ikişer adet yapay petekli bal veya 
bir evvelki seneden balı süzülmüş kabartılmış petekler ilave edilir. Petek ilavesi 
için kovan da mevcut çerçevelerin ve bahusus en arkada veya en yandaki çerçevelerin 
tamamının arılarca doldu­rulmuş olması gerekir. En yandaki çerçevede 
yavru varsa ilave edi­lecek çerçeve hemen onun arkasına konulur. Yavru yoksa bal
çiçek tozu veya arı ile dolu ise bu takdirde, o çerçeve en sona çekilerek onun önüne 
konulur. Yeni ilave edilecek çerçeveleri ailenin ortasına koymak doğru değildir.
 Alt kattaki çerçevelerin tamamı veya bir noksan dolduğunda ve kuluçkalıktaki 
çerçevelerin üst tarafında ye­ni beyaz petekler görüldüğünde kovana ballık 
dediğimiz ikinci kat tüm çerçeveleri dolu olarak konulur ve örtü tahtalan da bunun
 üze­rine dizilerek kapak kapatılır.
Arıların ikinci kata kolay çıkması için, ballığa 1-2 çerçeve bal­lı yada yavrulu petek 
koymak ve ballık üzerini sıcak tutmak fayda­lıdır.


   Alt kattaki çerçevelerin tamamı veya bir noksanı dolduğunda ve 
kuluçkalıktaki çerçevelerin üst tarafında yeni beyaz petekler gö­rüldüğünde kovana
 ballık yani ikinci kat ilave edilir. Ballıkta bölme tahtası kullanılmaz. Sandık tamamen
 petekli çerçevelerle dolduru­lur. Ballık konulurken, alt kattaki örtü tahta veya bezleri 
alınarak üst kata konur. Anlan ballıkta çalıştırmak için: Kovan standart Langstrot ise alt 
kattan bir iki yavrulu veya ballı çerçeve alınarak üst kata konulur. Üsteki boş çerçevelerde 
alttan alınanların yerine konur. Bu saye de hem arıları yukanda çalışmayı mecbur 
eder ve hem de bala bıraktığımız bu kovanın oğul vermemesine yardımcı oluruz. 
Ana arıya yeni yumurtlama alanı açmış oluruz. Bala bırakılan kovanlar­da mümkün
 mertebe oğul arzusunu söndürmek şarttır. Yanm ballık­lı kovanlann arılannı üst katta
 çalıştırmak için, ballık çerçevelerine ya aşağıdan bir çerçeve yavrulu gömeç çıkanlarak 
monte edilir. Veya bir müddet ballık altta, kuluçkalık üstte bırakılabilirside; tam 
zamanında ballık atılan kuvvetli kovanlarda bunlara gerek duyul­maz.

   Fenni ancılıkta kovandan senede 2-3 defa bal hasat edilebilir. Gerek ballıkta, 
gerekse kuluçkalığın yan tarafındaki iyice olgunlaş­mış ballan lüzumunda alabiliriz. 
Alınan bu ballı çerçeveler yerine ya suni petekler konur, veya balı sızdmlmış kabartılmış 
petekler konur. Mevsim müsait giderse bu hazır peteklere anlar kolaylıkla yine bal doldururlar.
Ballık tamamen dolduğunda;Gövdeden aynlarak kovanın civa- nnda bir yere konulur.
 Ballık üzerindeki örtü tahtalan alınmaz. Bal­lığı alman kovanın üzerine ya yedek örtü 
tahtalan ve ya bir telis parçası koyularak kapağı kapatılır. Bundan sonra ballık 
üzerindeki örtü tahtalan birer birer kaldınlarak teker teker alman ballı çerçe­veler 
kovan kapısı önüne getirilerek üzerindeki anlar silkilir. Ka­lan birkaç anda tavuk 
teleği veya ancı fırçası yardımıyla kovan önü­ne süpürüldükten sonra bu ballı 
çerçeveler kapalı bir sandık veya odaya götürülür. Ballıktan çerçeveyi aldıktan 
sonra yine hemen ör­tü tahtasını kapatmalıdır.




Etiketler: , , ,

29 Haziran 2012 Cuma

ARI ÜRÜNLERİ bal polen arı sütü


1) Bal
  Sağlık ve beslenme düzeninin şifalı cevheri Bal, arıların ilk akla gelen ürünüdür. Binlerce çiçeğin kucağında toplandığı şekerli özleri özleri kursağında salgılarla karıştırarak bal haline getiren arı onu yine kendi bünyesinde salgılayarak yaptığı petek gözlerine doldurur. Her kovan ortalama senede 20 30 kilo kadar bal verir. Bal şifadır
2) Polen
  Çiçeklerin ortasında bulunan erkek üreme hücrelerine polen denir. Polenler ancak mikroskop altında görülebilen bu hücreler 10 yıl dayanabailecek kadar canlıdırlar ve o bitkiler tüm genetik özelliklerini taşır ve döllenmeyi sağlayarak nesillerinin devamını temin ederler.
  Polen Arılar yavru halinde iken beslenmek üzere gözlere konan arı sütü, aslında bal ve çiçek tozu karıştırılarak hazırlanır. İlkbaharda görürsünüz arka bacaklarındaki sepetçiklerde toplu iğnebaşı kadar polen bulunan arılar kovanlarına girer. Polen yavruların baş gıdasıdır. ama son yıllarda insanoğlu arının getirdiği polenede el attı.  Polenin şifalı olduğu anlaşıldı. Ayrıca polen pekçok yararlı minarelide içinde barındırır.

3) Arı sütü
  Anasız bırakılan kovanlar ailenin neslinin devamı iç güdüsüyle, ana beşiğine, genç arıların gırtlak bezlerinin salgısı olarak kurtçukların beslenmesi için depo ettiği muhallebi renk ve kıvamındaki bu harika besinde ana memelerinden tahta bir kaşıkla derlenirArı sütü oğul verme dönemindeki arılarda bulunur. Arının metoduna göre her bir kovandan 200 gram arı sütü çıkar
Arı sütü dediğimiz yavru gıdası 5-15 günlük henüz kovandışı hizmetlerine başlamamaış genç işçi arıların başlarında bulunan sağlı sollu kangal şeklinde çok sayıda küçük tüplerden meydana gelen gıda bezleri tarafından meydana getirilir. Arı sütü sadece ana arı memelerinde üretilir.
http://www.esbal.com.tr

Etiketler:

28 Haziran 2012 Perşembe

Bal fotoğrafları


www.esbal.com.tr

Etiketler: ,

Bal

Balın İçeriği
Balın ilk akla gelen özelliği tatlı olmasıdır.
Bunun sebebi balın içindeki üç şekerdir.
Üzüm şekeri (% 34), sakroz (%2) ve levuloz (meyve şekeri % 40) bundan başka balın % 17 ‘si su geri kalan % 7 lik bölümü ise demir, sodyum, sülfür, magnezyum, fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albumin, dekstril, nitrojen, protein ve asitlerden oluşur.
Balın kalitesini ise bu % 7 lik karışım belirler. 
Ayrıca bal içerisinde onbeş şeker tespit edilmiş olup bunlardan bazıları şunlardır: fruktoz, glikoz, sakkaroz, maltoz, izamaltoz, erloz, kestoz, melezitz ve rafinozdur.
Genel olarak fruktoz şekeri diğerlerinden farklıdır.
Balı bildiğimiz şekerden ayıran çok önemli bir fark vardır.
Şeker ancak sindirim sisteminde değişime uğradıktan sonra kana karışırken bal sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışır. Dolayısıyla bal insan vücudunun en yüksek derecede ve en hızlı biçimde faydalanacağı şekilde tasarlanmış bir gıdadır.
Ilık su ile karıştırılan balın birkaç dakika içinde vücuda enerji verdiği tespit edilmiştir.

Balın içinde minerallerin, şekerlerin ve birçok vitaminin yanısıra az miktarda bir takım hormonlar, çinko, bakır ve iyot da vardır.

Etiketler: , , , , , , , ,

25 Haziran 2012 Pazartesi

ARI AİLESİ ve GÖREVLERİ

ARI AİLESİ Aralarında olağanüstü bir işbirliği olan arı ailesi, anaarı, işçi arı ve erkek arıdan oluşur. Arı kolonisi, kuralları çok sıkı olan bir sosyal düzen içinde birlikte yaşar. Hiç bir arı bu koloniden ayrı olarak hayatını devam ettiremez. Kolonide bir kaç yüz erkek arı, binlerce işçi arı ve bir tek anarı bulunur. İşçi arı sayısı mevsime göre 10.000 ile 100.000 arasında değişir. Her arı ailesinin kendine özgü bir kokusu vardır. Bu yüzden dışarı çıkan her arı kendi kovanına geri dönmek zorundadır. Yabancı kovana girmek isteyen bir arıyı, nöbetçi arılar kokusundan tanıyarak içeri almazlar ve ısrar etmesi halinde mücadele ederek onu öldürürler. Anaarı Her kovanda bir tane anaarı bulunur. Kraliçe arı, bey arı, ece arı gibi değişik isimler de verilir. Anaarının temel görevi yumurta yaparak arı kolonisinin çoğalmasını, böylece neslinin devam etmesini sağlamaktır. Ana arı görünüş olarak kovandaki diğer arılardan daha uzun ve gösterişlidir. Zaman zaman erkek arılarla karıştırılır. Ana arının kanatları erkeğinkinden kısa, vücudu daha narin olmakla birlikte; boyu daha uzundur. En açık fark, kanatlarının vücudunun yaklaşık yarısı uzunluğunda oluşudur. Vücudunun alt kısmı sarı, üstü ise diğer arılara nazaran daha koyu bir renktedir. Ana arı, işçi arıların yaptıkları görevlerin hiçbirini yapmaz. Bacaklarında fırça ve çiçek tozu kesesi yoktur. Dili de çiçeklerin balözünü emmeye yetecek kadar uzun değildir. İğnesini ise insanlara saplayamaz, yalnızca rakiplerini bertaraf etmek için kullanabilir. Ana arı uzun ömrü süresince oğul verme ve döllenme uçuşu hariç, kovandan dışarı hiç çıkmaz. Ana arı arı kolonisi içinde döllenmiş yumurta yapabilme yeteneğine sahip tek yaratıktır. Herhangi bir nedenden dolayı ölmesi ya da bu yeteneğini kaybetmesi o koloninin yok olması anlamına gelir. Aynı kovanda iki anaarıya asla yer yoktur. Böyle bir şey olması halinde iki arı arasında birisinin ölümüyle sonuçlanacak bir kavga başlar. Yalnızca oğul mevsiminde işçi arılar ana arıların birbirlerini öldürmesine izin vermezler. Arı kolonisi için hayati önem taşımasından ötürü, işçi arılar ana arının etrafında adeta pervane olurlar. Onu büyük bir özveriyle korurlar ve beslerler. Onun için kendilerini feda etmekten hiç çekinmezler. Ana arı ağzını açar açmaz dört, beş işçi arı hemen onun ağzına bal doldurur. Anaarının yumurta bırakma işlemi süreklidir. Hiç dinlenmez. Ana arı bir günde oldukça yüksek sayıda yumurta bırakabilir. Bu sayı mevsiminde günde 3.000Õi bulur. Bu kadar yumurta kendi ağırlığının yaklaşık iki buçuk katı kadardır. İşçi Arı İşçi arılar, arı kolonisinin en kalabalık grubunu meydana getirirler. Mevsimine göre sayıları 10.000 ile 100.000 arasında değişir. İşçi arı cinsiyet olarak dişidir. Fakat yumurtlama gibi bir fonksiyonu yerine getirmez. Arı kolonisinin faal olduğu ilkbahar ve yaz günlerinde bir işçi arının ortalama ömrü 40-50 gündür. Daha çok kovan içinde geçen kış mevsiminde 4-5 aya çıkar. Bir kovandaki işçi arısının çokluğu ve çalışkanlığı o kovanın gücünü ve verimini gösterir. Bir işçi arı kendi ağırlığı kadar yükü taşıyabilecek güçtedir. Kovanın iç ve dış işlerinin tümünü işçi arılar görürler. Aralarında yaşlarına göre belirlenmiş sıkı bir işbirliği vardır. Daha kolay olan içişleri genç işçi arılar, dışarıdaki işleri ise tecrübeli olan yaşlı işçi arılar yapar Kovan içi işler sırasıyla şunlardır: -Petek gözlerini temizlemek. -Yeni petek gözleri inşa etmek. -Kovan içi temizliğini yapmak. -İçeride ölen arıları dışarı atmak. -Larvaları beslemek. -Yavruların üşümesini engellemek için kovan içi ısısını sabit tutmak. -Dışarıdan gelen işçi arıların ballarını teslim alarak peteklere yerleştirmek. -Balın kıvamına gelip olgunlaşması için gereken önlemleri almak. -Bal doldurulmuş olan petek hücresinin üzerine kapatmak. -özellikle sıcak olan günlerde kovan içi ısısını ve nem dengesini sağlamak için kovan girişinde kanat çırparak hava sirkülasyonu sağlamak. -Kovanı dış tehlikelerden korumak için kovan girişinde bekçilik yapmak. -Ana arıyı beslemek ve ona yardımcılık yapmak.
-Kovan içindeki çatlakları ve gerektiğinde kovan girişini propolis ile kapatmak. Bir kovanda daha çok tecrübe gerektiren ve daha tehlikeli olan dışarıdaki işler ise şunlardır: -Bal toplamak. -Propolis toplamak. -Polen toplamak. -Su taşımak Vücut yapısı olarak işçi arıdan büyük, ana arıdan küçük görünüşlüdür. Kovandaki tek fonksiyonu ana arının döllenmesini gerçekleştirmektir. Bu dölleme işi de sadece bir tek erkek arıya nasip olur. Genellikle kışın kovanlarda erkek arı bulunmaz. İlkbaharda doğarlar ve sayıları yaklaşık olarak 100 ile 500 arasında değişir. Erkek arı dişi arının yerine getirdiği bal, polen toplama ya da kovan içi hizmetlerin hiçbirini yapamaz. çünkü vücut yapısı bunlara uygun değildir. İğnesi de yoktur bu yüzden sokucu özelliğe sahip değildir. Dışarıda gezerek kendi karnını bile doyuramaz. İşçi arıların getirdiği bal ve polenle beslenir. Sonbahar gelip bal mevsimi bittikten sonra işçi arılar tarafından kovan dışına atılarak ölüme terkedilirler."http://uzmanaricilik.com/portal/index.php?topic=9.msg10#msg10

Etiketler: , , , , , , ,

24 Haziran 2012 Pazar

Arıcılık tarihçesi

Ülkemizde arıcılık 50-100 sene önce ilkel yöntemlerle yapılırdı. Eski tip arıcılıkta arıcıların üç beş tane arıları olur, onlarla bal üretmeye çalışılırlardı. Günümüz arıcılığında ise bilim ve teknolojinin gelişimine paralel olarak arıcılık gelişmiş ,arıcılık faaliyetleri hız kazanmış ve teknik arıcılığa geçilmiştir. Arıcılar eskiye oranla daha bilinçli ,arı ailesini tanımakta,arının gelişimini hızlandırabilmekte, zayıf koloniye yeni koloniler takviye edebilmekte,arıyı güçlendirebilmektedir. Arıcılık diğer tarımsal faaliyetlere göre daha az sermaye ile yapılan kısa sürede kazanç sağlayan bir faaliyettir.Arıcılıkta bilgi ve tecrübe olmazsa olmaz kurallardan biridir. Bilgi ve tecrübeden yoksun olarak yapılan arıcılık ekonomik kazanç bir yana başarısızlıkla sonuçlanır,zarar getirir. Arıcılığa başlarken arıcılık yapılacak bölge iyi seçilmeli,bölgenin bitki örtüsü ve iklimi arıcılık için uygun olmalıdır. Rakımı (denize olan yükseklik) yüksek olan yerlerde arıyı rüzgardan ve soğuktan korumak gerekir.Özetle arıcılar arıyı koyacakları yeri belirlerken,yerin günün büyük bir bölümünde güneş alması gerekir. Arılar o bölgenin güney tarafında olmalıdır. Kovanın yönü güney-doğu istikametinde olması gerekir. Ülkemizin coğrafik ve ekonomik yapısı arıcılığa uygundur. Arıcılıkta bal üretimininde aslan payı kıyı bölgerimizdedir.Üretilen balın yarıya yakın kısmı sırasıyla Ege-Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde üretilir. Kırsal böglelerde arıcılıkta bal üretiminde kovan başına üretilen bal miktarı azalmakta fakat balın kalitesi artmaktadır.Kırsal bölgelerde üretilen balın nem oranı sahil kesiminde üretilen bala oranla daha azdır. Bunun yanında kırsal bölgerde rakım arttıkça endemik çiçek çeşitleri görülmektedir.Endemik çiçekler yetiştiği yörenin florasının kalitesini etkileyen faktördür. Ülkemizde Rize İli ,Anzer Ballıköy'de yetişen dünyaca ünlü Anzer Balı'da içeriğinde endemik çiçek çeşitlerini barındırır. Arıcılık,doğa için vazgeçilmezdir. Arılar doğaya zarar vermeyen,aksine doğanın gelişimine katkıda bulununan ,bir mucize eseri yaptıkları bal,polen,arı sütü,propolis ve hatta iğnesiyle insanoğluna şifa kaynağı olan harikulade bir böcektir.Arılar sayesinde çiçeklerin tozlaşması daha fazla olmakta,sebze-meyve ve bitkilerden elde edilen verim de artmaktadır. www.uzmanaricilik.com

Etiketler: , , ,